"Enter"a basıp içeriğe geçin

“Osmanlı İmparatorluğunda İşçi Sınıfının Oluşumu” Konferansı Yapıldı

DİSK, Tarih Vakfı ve TÜSTAV’ın birlikte düzenledikleri Emek Tarihi Konferansları’nın ikincisi, “Osmanlı İmparatorluğu’nda İşçi Sınıfının Oluşumu” Konferansı 17-18 Ekim tarihinde yapıldı.

Konuyla ilgili olanların Yoğun katılımıyla gerçekleşen konferans sonunda bir “Sonuç Bildirgesi” yayınlandı.

DİSK, Tarih Vakfı ve TÜSTAV’ın emek tarihi üzerine ortaklaşa düzenlediği ikinci konferans, 17-18 Ekim 2015 tarihlerinde Tarih Vakfı’nın Eminönü’ndeki binasında gerçekleştirildi.

konferans1

SONUÇ BİLDİRGESİ

Konferansımız, tam bir hafta önce gerçekleşen 10 Ekim Ankara Katliamı’nda yitirdiğimiz arkadaşlarımız, meslektaşlarımız ve yoldaşlarımız için bombaların patlatıldığı 10:04’te yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile açıldı. Organizasyon Komitesi olarak, dört meslek ve sınıf örgütü, DİSK, KESK, TTB ve TMOBB’un düzenlediği Barış Mitingi’ne yapılan bu saldırıyı kınıyor ve lanetliyoruz. 16 Mart, 1 Mayıs 1977, Bahçelievler ve Suruç katliamlarında olduğu gibi “karanlık” olmadığını bildiğimiz faillerin yargılanmaları ve hesap vermeleri için mücadelemize devam edeceğiz.

İki sene önce üç kurum “Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Emek Hareketi Tarihinin Kaynakları” üzerine bir konferans düzenleyerek işçi sınıfı tarihi üzerine çalışmaları teşvik etmek ve yapılmakta olanlara da kürsü sağlamak amacıyla ortak bir girişime imza atmışlardı. İşçi sınıfı tarihi üzerine çalışanların en çok altını çizdikleri sorunların başında gelen “kaynak” problemi, bir çıkış noktası olmuştu bizim için. Kaynaklar üzerine yapılan bu konferansta Organizasyon Komitesi ikinci konferansın temasını “Osmanlı İmparatorluğu’nda İşçi Sınıfı’nın Oluşumu” olarak tespit etmişti.

İkinci konferansın amaçları bu sefer daha dar bir dönem ve olgu ile sınırlandırılmıştı: İşçi sınıfının oluşumunu Osmanlı İmparatorluğu bağlamında tespit etmek, tartışmak ve çağdaş tarihyazıcılığının gündemine bu sorunsalı taşımak. Bu temel amacın yanında Osmanlı İmparatorluğu dağıldıktan sonra ortaya çıkan ulus devletlere kalan bakiyenin aşağıdan bir perspektif ile yeniden düşünülmesine ve bugüne kadar üretilmiş bilgi birikiminin eleştirel bir değerlendirilmesine vesile olmak hedeflenmişti.

Çağrı metnimiz bu konferansın amacını sarih bir şekilde ortaya koyduktan sonra başvuranlara kılavuzluk etmesi amacıyla ayrıca önemsenen bazı hususların altını çizmeyi ihmal etmemişti. Bunlar da kısaca işçi sınıfının Osmanlı İmparatorluğu’nda ortaya çıkışının toplumsal, iktisadi, siyasi ve ideolojik dinamiklerini tartışmak; sınıf oluşumu sorunsalı hakkında bu zamana kadar yapılan tartışmayı zenginleştirmek; toplumsal cinsiyet, kültür ve ekoloji başta olmak üzere tarihyazımında ortaya çıkan araştırma konu ve yaklaşımlarının işçi sınıfının oluşumu tartışmalarına ne gibi bir açılım sağlayabileceğini düşünmek; işçi sınıfı tarihi tartışmalarında önemli yeri olan modern sanayinin rolünü farklı açılardan ele almak; imparatorluk nüfusu içinde var olan etnik, kültürel ve dini bölünmelerin, göç hareketlerinin, sektörel ve bölgesel farklılaşmaların işçi sınıfının oluşumunda oynadığı muhtemel etkileri tartışmaktı.

Çağrımız neticesinde konferansımıza yapılan başvuru sayısı, beklentimizin altında gerçekleşti. Dahası yukarıda özetlediğimiz amaç ve altını çizdiğimiz hususlar üzerine de doyurucu miktarda başvuru ne yazık ki gerçekleşmedi. Konferansın amaçları ile çalışılan konular arasında bir açı gerçekleşmişti. Ancak yine de birçok değerli başvuru içinden kısıtlı bir zaman dilimine sığdırabileceğimiz sayıda tebliğ ile programımızı oluşturduk. 23 tebliğ ve 8 oturumdan oluşan programımız dört konuşmacının değişik nedenlerle katılmamaları sonucunda küçük değişikliklerle gerçekleştirildi. Konferansımız Aziz Çelik’in konuşması ile açıldı. Kendisine Konferansımızın açılış konuşmasını yapmayı kabul ettiği için ayrıca teşekkür ederiz.

Konferansımız boyunca Kıbrıs ve Osmanlı Makedonyası’nda işçi sınıfının oluşumundan Rum marangoz esnafına; Demiryolu işçilerinden Kürt hamallara; Bursa’da mülksüzleşmeden işçi grevlerine; ev içi çocuk emeğinden atölyelerdeki yetimlere; kadın emeğinden sütannelik kurumuna ve fahişelere; liman, tersane, maden işçilerinden çiftliklere, ortakçılara ve köylülere kadar birçok konuya temas etme fırsatı bulduk.

İki gün boyunca belirlediğimiz tema çerçevesinde gerçekleştirilen tartışmaların başında Osmanlı’nın geleneksel esnaf örgütlenmesi ve loncaların işçi sınıfının oluşumu içindeki yeri geldi. Toplumsal cinsiyet üzerine iki oturum çerçevesinde geleneksel patriarkal bakış açısının bu alanda hâlâ devam ettiğinin altı çizildi. Sütannelik ve ev hizmetlerinin kapitalizmin ortaya çıkmasıyla nasıl piyasalaştığı üzerine önemli tartışmalar yapıldı, ayrıca kadın halı işçilerinin sınıf tecrübesi üzerinde duruldu. Ancak yine de toplumsal cinsiyet duyarlılığının ve özellikle feminist yöntemin işçi sınıfının oluşumu konusunda yaptığı veya yapabileceği katkılar üzerine doyurucu bir tartışmanın uzağında kaldığımızı teslim etmemiz gerekiyor.

Konferans boyunca farklı müstakbel konferans temalarının tartışmalar sırasında bu tür eksikleri gidermek amacıyla teklif edilmiş olması Konferansımızın olumlu yönlerinden bir tanesiydi. Farklı katılımcılar tarafından gündeme getirilen bu tür bir teklif Osmanlı İmparatorluğu’nda işçi sağlığı ve iş kazaları üzerine bir toplantının yapılması gerekliliği üzerineydi. Bir bakıma Konferansımızın işçi sınıfı tarihi üzerine yeni konferanslar için bir itki ve motivasyon kaynağı olduğunu memnuniyetle belirtebiliriz.

Konferansta yöntem üzerine ve kavramların nasıl kullanılması gerektiğine dair uyarılar da gündeme geldi. Aslında geçtiğimiz konferansın sonuç bildirgesinde bu konunun altını kalınca çizmiş ve murat ettiğimiz bir sonucun hasıl olabilmesi için kavramlar ve yöntem üzerine bir tartışmanın gerekliliğini daha sonraki toplantılarımızda göz önünde bulunduracağımızı beyan etmiştik: “Bu çerçevede kaynaklar ile teorik tartışmaların ve kavramsallaştırmaların birlikte ele alınması gerekliliği de bir ihtiyaç olarak ortaya çıktı. Zira işçiyi, emekçiyi, emek süreçlerini proleterleşme biçimlerini, çalışma ve üretim ilişkilerini nasıl tanımladığınız, emek hareketinin farklı boyutlarını nasıl ortaya koyduğunuz, kaçınılmaz olarak kullandığınız kaynakları da doğrudan belirliyor. Nitekim tartışması yapılmadan, kuramsal olarak tahlil edilmemiş, tartışılmamış ön kabuller yukarıda ifade edilen karışıklıklara ve tartışmaların daha verimsiz geçmesine yol açabiliyor. Bundan dolayı tebliğlerdeki teorik ön kabullerin kaynaklara yaklaşımları da doğrudan belirlediğini gözlemledik. Bundan sonraki ortak çalışmalarımızda ve konferanslarımızda bu hususa dikkat çekmeyi düşünüyoruz.”

2. Konferansımızda da bu tespitin gereğini yapamamış olduğumuzu açık gönüllülükle itiraf etmemiz gerekiyor. Zira çok değerli tartışmaların Osmanlı’da işçi sınıfının oluşumu meselesi ile ilişkisini yeterli derecede kuramadığını tespit ettik. Bunun en önemli sebebinin ise Konferansımızda da çeşitli vesileler ile ifade edildiği gibi kavramların içeriğine ve kullanılan yöneteme dair bir tartışmanın yapılmamış olmasıydı. Bu durum tartışmanın merkezinin sürekli kaymasına ve konferansın temel bir tartışma etrafına dönmesini engelledi. Elbette Konferansımızın çağrılı bir konferans olması ve bu tür tartışmaların daha verimli yapılabileceği bir atölye olmamış olması da bunun nedenlerinden bir tanesidir. Bundan dolayı emek tarihi alanında düzenli konferanslarımız yanında atölye benzeri çalışmaların da örgütlenmesi gerekliliği bir ihtiyaç olarak kendini gösterdi.

Bir diğer deyişle kronolojik bir işçi sınıfı tarihi konferans serisi yanında kavramsal, kuramsal, yöntemsel ve tarihyazımına ilişkin tartışmaların yapılacağı farklı toplantıların örgütlenmesi hususu yakıcı bir ihtiyaç olarak tekrar kendini hissettirdi. Zira şu çok açık ki, kullanılan kavramlar, bunlardan neyin anlaşılıyor olduğu ve kullanılan yöntem ve nasıl tatbik edileceği ortaya konulacak bir çalışmayı ve tartışmayı doğrudan belirliyor. Bunun üzerinden atlanarak yapılan tartışmalar, bilgi dağarcığımıza değerli katkılar yapmakla birlikte kolektif bir kamusal tartışmanın ortaya çıkmasına olanak vermiyor. Önümüzdeki dönemde yapacağımız çalışmalarda bu hususun dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz.

Son olarak bizi kırmayarak Konferansımızda oturum başkanlığını kabul eden Mehmet Ö. Alkan, Fatmagül Berktay, Serpil Çakır, Zafer Toprak, Mete Tunçay hocalarımıza Organizasyon Komitesi olarak çok teşekkür ederiz. Yine konferans boyunca her işe koşturan gönüllü öğrencilerimiz Sefa Aslan, Tayfun Mertan, Mehmet Özgün Özkul, Aslıhan Hatunoğlu, Sinan Cem Deveci, Nur Üstündağ ve Yusuf Karataş’a ve Tarih Vakfı çalışanlarına teşekkürü bir borç biliriz.

Organizasyon Komitesi, Konferansımıza yaptıkları maddi katkılar ve gösterdikleri dayanışmadan dolayı Eğitim-Sen İstanbul 6 No’lu Üniversiteler Şubesi ve DİSK Sosyal-İş sendikasına müteşekkiriz. Hem bu destek ve dayanışma, hem de Konferansımızın kalabalık bir izleyici grubu tarafından takip edilmiş olması, bu alanda yürütmekte olduğumuz etkinlikler ve çalışmalar için bir motivasyon kaynağı oldu. Konferansımıza gelen ve tartışmalara katkıda bulunan herkese bunun için teşekkür ederiz.

Önümüzdeki çalışma, toplantı ve etkinliklerde görüşmek üzere…

Organizasyon Komitesi