"Enter"a basıp içeriğe geçin

Sözlü Tarih Atölyesi için Kayıtlar Başladı

Sosyal Bilimlerde Sözlü Tarih Atölyesi’nin temel amacı, lisansüstü öğrenciler ve araştırmacıları sözlü tarih yönteminde yetkinleştirmek, kuramsal ve metodolojik bilgiyle birlikte uygulama deneyimi kazandırmaktır. 

Atölye kapsamında katılımcıların kendi sözlü tarih araştırma projelerini geliştirmeleri, Bahar 2026 döneminde TÜSTAV tarafından Ankara’da düzenlenecek seminerde çalışmalarını sunmaları ve bu çalışmaların yayın süreçlerine taşınması teşvik edilecektir.

Atölye de sözlü tarihin kuramsal çerçevesi, sosyal bilimlerdeki (tarih, sosyoloji, siyaset bilimi) yeri ve rolü, sözlü tarihin etik boyutları tartışılacaktır.  Bu bağlamda, sözlü tarihin disiplinlerarası katkıları, özellikle Türkiye’deki gelişimi ve uygulama örnekleri üzerinden değerlendirmeler yapılacaktır. 

Saat: 10:00 – 13:30
Mekân: Oktay Etiman Salonu, Mülkiye Kültür Merkezi – Kat 3, Yüksel Caddesi No: 12 Kızılay/Ankara
Kontenjan: 15 Kişi
Başvurular için: ankara@tustav.org
Yüzyüze yapılacak atölyemize katılım için kayıt gerekmekte olup lisansüstü öğrencilere öncelik verilecektir. Atölye ertesinde katılımcıların hazırlayacakları sözlü tarih çalışmalarını sunmaları için 11 Nisan 2026 Cumartesi günü Bahar Semineri düzenlenecektir. Atölyemiz ücretsizdir.

BAŞVURULAR KAPANMIŞTIR.

ATÖLYE PROGRAMI

10:00 – 10:30 Sunuş: Sosyal Bilimlerde Sözlü Tarih Atölyenin Amacı ve Kapsamı – Moderatör: Dr. Rahşan İnal

10:30 – 11:20 1. Oturum: Sözlü Tarihin Ortaya Çıkışı ve Gelişimi – Dr. Aytek Soner Alpan

Disiplinlerarası Açılımlar: Sözlü tarih yalnızca tarih disiplini içinde değil; sosyoloji, antropoloji, siyaset bilimi, kültürel çalışmalar, psikoloji gibi farklı alanlarla kesişmektedir. Etnografik yöntemlerle birleştiğinde derinlemesine saha araştırmalarına imkân tanır. Siyaset biliminde hafıza, kimlik ve travma çalışmalarıyla; sosyolojide toplumsal dönüşüm ve kuşaklar arası aktarım analizleriyle; antropolojide ritüel, kimlik ve gündelik yaşam pratiklerinin incelenmesiyle bütünleşmektedir.

Etik Tartışmalar: Tarih disiplini açısından sözlü tarih, yazılı arşiv belgelerinin bıraktığı boşlukları doldururken aynı zamanda yeni türden kaynaklar üretir. Ancak bu süreç beraberinde bir dizi etik sorunu da gündeme getirir.

Görüşmecinin Anlatısı ve Temsil Sorunu:Tarihçiler açısından temel mesele, bireyin tanıklığını yalnızca bir “belge” olarak almak yerine, onun öznel bir anlatı olduğunu kabul etmektir. Kimin konuştuğu, hangi bağlamda anlattığı ve araştırmacının bunu nasıl aktardığı tarihsel temsilin etik boyutunu belirler.

Bellek ve Güvenilirlik: Sözlü tarih kaynakları, hatırlama biçimlerinin etkisiyle seçici, eksik veya çarpıtılmış olabilir. Ancak tarihçi için bu, kaynağı “değersiz” kılmaz; aksine toplumsal belleğin inşası ve tarihin yazımı açısından önemlidir. Burada etik tartışma, araştırmacının bu anlatıları “yanlış/hatalı” diye dışlamadan, bağlam içinde değerlendirmesi gerekliliğinde ortaya çıkar.

Arşivleme ve Paylaşım: Görüşmelerin kayıt altına alınması, saklanması ve erişime açılması tarih yazımı açısından değerlidir. Ancak bu noktada görüşmecinin mahremiyetinin korunması, onayının alınması ve gelecekteki kullanımlar için açıkça bilgilendirilmesi gerekir.

Araştırmacının Konumu: Tarihçi, kendi ideolojik, sınıfsal veya kültürel konumunun tanıklıkları nasıl etkilediğini göz ardı edemez. Etik sorumluluk, hem sorulan soruların yönlendirmesini hem de anlatının nasıl yazıya döküldüğünü kapsamaktadır.

Travmatik Deneyimler: Özellikle savaş, göç, şiddet gibi konularda sözlü tarih çalışmaları yapıldığında, tarihçinin karşısındaki kişiyi ikinci kez travmatize etmemesi ve aktarılan deneyimlere duyarlılıkla yaklaşması esastır. Kısacası tarih perspektifinde etik, yalnızca “kişisel verilerin korunması” değil, aynı zamanda tarihçinin yazım sorumluluğu, temsil adaleti ve belleğin çoğul doğasına saygı anlamına gelir.

Örnekler

-15 DK ARA-

11:35 – 12:25  2. Oturum: Sosyoloji ve Sözlü Tarih – Dr. Zeynep Kurnaz

Bu oturumda sözlü tarih ile sosyoloji arasındaki ilişkinin yöntemsel uygulama boyutuna odaklanılacaktır. Sözlü tarih, sosyolojide yalnızca geçmişe tanıklıkların kaydedilmesi değil; toplumsal anlamın bireysel hafıza, anlatı ve kimlik üzerinden yeniden inşa edilmesinin bir aracıdır. Sözlü tarih araştırmalarında, nicel verilerin açıklayamadığı duygusal, simgesel ve deneyimsel katmanlara ulaşılabilir. Bu oturumda, sözlü tarih görüşmelerinin klasik mülakatlardan nasıl ayrıldığı, anlatının sosyolojik bağlamda nasıl çözümlenebileceği ve araştırmacının konumunun yöntemi nasıl şekillendirdiği üzerinde durulacaktır.

Sözlü tarih uygulamalarında görüşme planının oluşturulması, anlatıcının seçimi, görüşme akışının inşası, anlatının çözümlemesi ve etik duyarlılıkların yönetimi gibi aşamalar örneklerle tartışılacaktır. Özellikle toplumsal bellek, kuşak deneyimleri, göç, yoksulluk ve toplumsal cinsiyet gibi alanlarda sözlü tarihin sunduğu analitik olanaklara değinilecektir.

Bu sunumun temel hedefi, sözlü tarihin yalnızca tarihsel bir teknik olarak değil, sosyolojik bir araştırma yöntemi olarak kavramsallaştırılması ve katılımcılara kendi araştırmalarında uygulayabilecekleri metodolojik bir perspektif kazandırılmasıdır. Oturumun sonunda, dinleyicilerin hem saha uygulamasına dönük pratik araçlar hem de anlatı çözümlemesi konusunda kuramsal bir derinlik edinmeleri amaçlanmaktadır.

Oturum Sonunda Kazanımlar:

  1. Sözlü tarih sürecinin araştırma aşamalarını planlayabilme: Katılımcılar, araştırma konusuna uygun biçimde sözlü tarih tasarımı oluşturabilme; anlatıcı seçimi, görüşme planı ve izin süreçlerini yönetebilme hakkında bilgi edineceklerdir.
  2. Sosyolojik mülakat ile sözlü tarih görüşmesi arasındaki farkları kavrayabilme: Katılımcılar, anlatının kronolojik bilgi değil, toplumsal anlam üretimi üzerinden şekillendiğini fark ederek; sorularını bu doğrultuda yapılandırabilme hakkında bilgi edineceklerdir.
  3. Etik ilkelere dayalı araştırma yürütme becerisi: Katılımcılar, tanıklığın gönüllülük esasına dayandığı, mahremiyetin ve temsil sorumluluğunun araştırmacı tarafından nasıl korunması gerektiğini uygulama örnekleri üzerinden tartışabilecektir.
  4. Anlatının sosyolojik bağlamını yorumlayabilme: Katılımcılar, bireysel hikâyeleri toplumsal yapılar, kuşak deneyimleri ve kolektif hafıza ile ilişkilendirerek çözümleyebilme hakkında bilgi edineceklerdir.
  5. Refleksif araştırmacı konumunu tanımlayabilme: Katılımcılar, kendi önyargılarının, konumlarının ve duygusal tepkilerinin veri üretim sürecini nasıl etkileyebileceğini fark edecek; bu farkındalığı metodolojik bir araç olarak kullanabilme hakkında bilgi edineceklerdir.

-15 DK ARA-

12:40 – 13:30 3. Oturum: Soru – Yanıt Oturumu

Katılımcıların sözlü tarih ile ilgili sorularının yanıtlanması, bilgi paylaşımı ve tartışma

10.00-10.30- Sunuş: Sözlü Tarih Örnekleriyle Deneyim Aktarımı – Moderator: Dr. Rahşan İnal

Sözlü tarih, işçi sınıfı araştırmaları için en verimli yöntemlerden biridir çünkü emek tarihi çoğu zaman devlet belgeleri, resmi raporlar ya da sendika kayıtlarıyla sınırlı kalır. Bu kaynaklar işçilerin gündelik deneyimlerini, mücadelelerini, kimliklerini ve kültürlerini tam olarak yansıtmaz. Sözlü tarih ise işçilerin kendi seslerinden aktarımlarını kayda geçirerek “aşağıdan tarih” yazımına imkân tanır.

  • Dünya Deneyimi:
    1960’lardan itibaren İngiltere’de E.P. Thompson ve “aşağıdan tarih” yaklaşımıyla işçi sınıfı tarihyazımı öne çıktı. ABD’de göçmen işçilerin, siyah işçilerin ve kadın işçilerin deneyimlerini aktaran sözlü tarih projeleri geliştirildi. Latin Amerika’da sendikal hareketler ve toplumsal mücadeleler sözlü tarih üzerinden belgelendi. Bu çalışmalar, işçilerin yalnızca iktisadî aktörler değil, aynı zamanda kültürel ve siyasal özneler olduğunu gösterdi.
  • Türkiye Deneyimi:
    Türkiye’de işçi sınıfı tarihi 1960’lardan itibaren akademik ilgiyi çekse de sözlü tarih yöntemiyle genişlemesi 1990’lı yıllarda oldu. Çeşitli inisiyatifler çerçevesinde geliştirilen sözlü tarih projeleri, sendikalaşma, grevler, fabrikalardaki gündelik yaşam ve emekçi mahallelerinin dönüşümü üzerine odaklandı. Bu projeler, yazılı kayıtlarda yer bulmayan işçi deneyimlerini ortaya çıkardı.
  • Temel Katkılar:
    • İşçi sınıfının tarihini yalnızca devlet, işletme, sendikal ve kurumsal belgelerden değil, bireylerin hatıralarından okumak.
    • Kadın işçilerin, göçmen işçilerin ve taşeron emekçilerin görünmez kılınmış hikâyelerini ortaya çıkarmak.
    • İşçilerin siyasal mücadelelerini, gündelik yaşam kültürlerini ve dayanışma biçimlerini tarih yazımına dâhil etmek.

Kısacası, işçi sınıfı araştırmalarında sözlü tarih, “emek tarihi”ni yalnızca üretim ve sendikal hareketler üzerinden değil, insanların kendi deneyimleri, anlatıları ve hafızaları üzerinden yeniden kurmaya imkân tanır.

10:30 – 11:20 1. Oturum: Siyasal Bir Olgu Olarak Sözlü Tarih – Dr. Barış Mutluay

  • Sözlü Tarih ve Siyasal Hafıza İlişkisi

Sözlü tarih, siyaset bilimi açısından yalnızca geçmişin kayıt altına alınması değil, siyasal anlamların, kimliklerin ve ideolojik bağlamların / hatıraların nasıl kurulduğunu inceleyen bir yöntemdir. Siyasal hafıza araştırmalarında tanıklık, bireysel anlatı ve kolektif hatırlama süreçleri, siyasal kimliğin ve ideolojik yönelimin şekillenmesinde temel belirleyicilerdir. Bu bağlamda sözlü tarih, “ne söylendiği” kadar “nasıl ve neden o şekilde söylendiğini” de anlamaya yönelir.

Sözlü tarih çalışmaları, özellikle devlet–toplum ilişkilerinde “resmî hafıza” ile “karşı-hafıza” arasındaki gerilimi çözümlemek açısından siyaset bilimine önemli katkılar sunar. Anlatıların öznel niteliği, araştırmacının konumu ve temsilin etik sorumluluğu, sözlü tarihin bu alandaki en kritik metodolojik tartışma alanlarıdır. Siyasal hafıza araştırmalarında tanıklık, ideolojik pozisyonlar, sessizlikler ve unutma stratejileri, tarihsel olduğu kadar politik birer olgudur. Bu nedenle sözlü tarih, siyaset bilimine yalnızca veri sağlamakla kalmaz, aynı zamanda politik hafızanın nasıl üretildiğine dair analitik bir çerçeve oluşturur.

  • Bir Uygulama Örneği: “Ziya Yılmaz – Yaşamı ve Siyasal Mücadelesi” Kitabı

Bu kitap, sözlü tarih yönteminin siyaset bilimiyle kesiştiği bir örnek olarak tasarlanmıştır. Çalışmanın çıkış noktası, 2008–2011 yılları arasında gerçekleştirilen on üç saatlik sesli ve görsel kayıtların değerlendirilmesi, çözümlenmesi ve yeniden kurgulanması sürecidir. Ziya Yılmaz’ın tanıklıkları, yalnızca bireysel bir yaşam öyküsü değil; aynı zamanda Türkiye’de sosyalist sol hareketinin, özellikle de 1960 – 1974 zaman diliminin ideolojik hafızasının bir yeniden yazımı niteliğindedir.

Kayıtların dağınık, kronolojik olmayan ve zaman zaman duygusal yoğunluk içeren yapısı, araştırmacıyı yalnızca “derleyen” değil, aynı zamanda anlatıyı “kuran” bir özne konumuna taşımıştır. Bu durum, sözlü tarih çalışmalarında araştırmacının etik sorumluluğunu, anlatı üzerindeki müdahale sınırlarını ve temsil sorunlarını görünür kılar.

Kitapta kullanılan yöntem, tanıklığın doğrulanması kadar, anlatının siyasal ve ideolojik bağlamının anlaşılmasına da odaklanır. Bu nedenle çalışma, klasik tarih yazımından farklı olarak, “suskunlukları” ve “boşlukları” da veri olarak kabul eder. Özellikle 1972 sonrası dönemde Ziya Yılmaz’ın anlatısındaki sessizlik, travmatik deneyimlerin siyasal hafızadaki temsiline dair önemli ipuçları sunar.

Bu yönleriyle “Ziya Yılmaz – Yaşamı ve Siyasal Mücadelesi”, sözlü tarihin siyaset bilimi alanında hem bir yöntem hem de bir anlatı biçimi olarak nasıl işlev görebileceğini gösteren bir uygulama örneğidir.

-15 DK ARA-

11:35 – 12:25 2. Oturum – İşçi direnişlerinin öyküsünü ve ruhunu anlamada sözlü tarih – Zafer Aydın

Sözlü tarih, işçi sınıfı örgütlenmesini, mücadelesini, deneyimlerini ortaya çıkarmada, muhtevasını sergilemede oldukça etkili bir yöntem olarak emek tarihi çalışmalarında önem kazanmakta. Belgeler, bir işçi eyleminin başlama ve bitiş süreçlerini, köşe taşlarını, kırılma ya da dönemeçlerini anlama, anlatma olanağı verirken, sözlü tarih işin ruhunu, örgütlenmedeki incelikleri kavramamızı sağlıyor.  Örneğin belgelerin izini sürerek, gazete haberlerini tarayarak 15-16 Haziran 1970’de gerçekleşen eylemin karar süreçlerini, başlamasını, işçilerin sokağa çıkmasını, gösterileri, güvenlik güçleriyle yaşadıkları çatışmaları görmek mümkün. Ancak ne belgelerde ne de gazete haberlerinde eylemin asli unsuru olan üretimin durması, fabrikaların boşaltılmasına dair bilgiler geniş bilgiler bulunamaz. Bulunsa bile bunlar satır aralarından  sızan yavan bilgiler olarak kalır. Sözlü tarih ise yukarıda alınan kararın aşağıda nasıl yankılandığını, üretimin nasıl durdurulduğunun, işçilerin eyleme nasıl katıldığının detaylarını görmemizi ve işin ruhunu anlamamızı sağlar. Bu yanıyla da sözlü tarih belgelerle ortaya konan eylemin arka planını, örgütlenmesini, özelliklerini öne çıkan insan öykülerini deşifre ederek anlatıya geniş bir alan açar.

Bu oturumda, Kavel’den, Derby’den, Singer’den, 15-16 Haziran Direnişine uzanan işçi deneyimlerinin ortaya koyan çalışmalarda sözlü tarih ile sağlanan olanaklardan, elde edilen bilgi, deneyim ve sonuçlardan söz edilecek.

-15 DK ARA-

12:40 – 13:30 3. Oturum: Soru – Yanıt Oturumu

  • Katılımcıların kendi sözlü tarih çalışmalarını sunmaları
  • Tartışma ve değerlendirme oturumları
  • Katılım sertifikalarının dağıtımı

Assmann, Jan. Kültürel Bellek / Eski Yüksek Kültürlerde Yazı, Hatırlama ve Politik Kimlik. Çeviren Ayşe Tekin. Ayrıntı Yayınları, 2015.

Caunce, Stephen. Sözlü Tarih ve Yerel Tarihçi. Çeviren Ayşe Ozil Bilmez, Bülent Can, ve Haluk Tunçay. Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2008.

Connerton, Paul. Modernite nasıl unutturur? 2. Baskı. Çeviren Kübra Kelebekoğlu. Sel Yayıncılık, 2011.

Connerton, Paul. Toplumlar nasıl anımsar? 2. Baskı. Çeviren Alâeddin Şenel. Ayrıntı, 2016.

Danacıoğlu, Esra. Geçmişin İzleri. Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2002.

Dursun, Mehmet Tahir, ve Çağdaş Aydın. “Sosyal Bilim Araştırmalarında Sözlü Tarih Yöntemi”. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 22, sy Özel Sayı 2 (2022): 1-18. https://doi.org/10.18037/ausbd.1227271.

Halbwachs, Maurice. Hafızanın toplumsal çerçeveleri. Çeviren Büşra Uçar. Heretik Yayinlari, 2016.

Neyzi, Leyla. Ben Kimim? -Türkiye’de Sözlü Tarih, Kimlik ve Öznellik. İletişim Yayınları, 2021.

Neyzi, Leyla, ed. Nasıl Hatırlıyoruz? Türkiye’de Bellek Çalışmaları. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2020.

Nora, Pierre. Hafıza Mekanları. Çeviren Mehmet Emin Özcan. Doğu Batı Yayınları, 2022.

Özgen, H. Neşe. Toplumsal Hafızanın Hatırlama ve Unutma Biçimleri : Van – Özalp ve 33 Kurşun Hadisesi. TÜSTAV-Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı, 2003.

Öztürkmen, Arzu. Sözlü tarih: Yeni bir disiplinin cazibesi. sy 91 (2002 2001): 115-21.

Portelli, Alessandro. “What Makes Oral History Different”. Içinde Oral History, Oral Culture, and Italian Americans, editör Luisa Del Giudice. Palgrave Macmillan US, 2009. https://doi.org/10.1057/9780230101395_2.

Thompson, Paul. Geçmişin Sesi – Sözlü Tarih. Çeviren Şehnaz Layıkel. Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1999.

Traverso, Enzo. Geçmişi kullanma kılavuzu: Tarih, bellek, politika (Işık Ergüden, Çev.). İletişim Yayınları, 2023