Askeri Tersane ve Askeri İşyeri İşçileri Sendikası (Aster-İş) 1975 ile 1980 yılları arasında generallerin, albayların yönetici ve işveren sıfatı taşıdığı milli savunma işkolunda faaliyet sürdürdü. Sendika, işkolunda yerleşik hale gelmiş geleneksel, teslimiyetçi, güdümlü sendikacılık anlayışından yolunu ayıran işçiler tarafından kuruldu. Askeri işyerlerinde daha fazlasını talep eden, daha iyi koşullara sahip olmak isteyen işçilerin değişim ve yenilenme hareketi olarak da gelişti. Aster-İş’in kısacık hayatını farklı kılan, özgün hale getiren olgu ise işçilerin “asker kişi” sayılmasına “Asker değil işçiyiz” şiarıyla itiraz etmesiydi. Aster-İş, çalışma hukukuna göre çalışan işçilerin, Askeri Ceza Kanunu hükümlerine bağlı kılınmasına, bu kanun çerçevesinde disipline edilmesine, cezalandırılmasına güçlü bir biçimde karşı çıktı. Aster-İş, işçi haklarını ilerletme ve işyerlerinde hâkim olan baskıcı-otoriter yönetim tarzına karşı geliştirdiği mücadeleci, demokratik sendikal perspektif ile işçilerin umut beslediği bir sendikal kimlik kazandı.
12 Eylül darbesi DİSK üyesi diğer sendikalar gibi Aster-iş’in de kapı-sına kilit vurdu. Buna rağmen Aster-İş’in yarattığı kültür, değerler ve birikim, 12 Eylül sonrasında Türk Harb-İş’e taşındı. Bu açıdan bakıldığında da ömrü kısa etkisi uzun bir sendika olarak tarihteki yerini aldı.
Elinizde tuttuğunuz çalışma Aster-İş’in öyküsünü belgelemek amacıyla kaleme alındı. Kuruluşu, gelişme süreci, dönüşüm ve kırılma noktaları ile faaliyetlerinden oluşan bir anlatı ile bir Aster-İş fotoğrafı çekilmek amaçlandı. Başardıkları başaramadıkları, yaptıkları yapamadıkları, doğruları yanlışlarıyla. Elbette askeri işyerlerinde Cumhuriyet öncesi dönemden başlayarak gelişen mücadelenin tarihçesine de kısaca yer verildi. Yine As-ter-İş’in taşıdığı birikimle şekillenen 12 Eylül sonrası Türk Harb-İş dönemine de. Böylece uzun bir zaman aralığı içinde askeri işyerlerinde süreklilik kazanmış ekmek ve özgürlük mücadelesinin seyri aktarılmaya çalışıldı.
Edinmek için: https://www.yaykoop.com/asker-degil-isciyiz